'Adaletin Kara 100'ü'

Ahmet Şık ve Nedim Şener'in tutuklanmalarının üzerinden üç aydan fazla zaman geçti. Geçtiğimiz hafta cumartesi günü, Şık ve Şener'in tutuklanmalarının 100'üncü günüydü. Seçim yasakları nedeniyle yapılamayan yürüyüş, Şık ve Şener'in gazeteci arkadaşları tarafından bugün gerçekleştirildi. 

 

Galatasaray Meydanı'ndan Taksim Meydanı'na yapılan yürüyüşte, “Yansak da dokunacağız”, “Adaletin kara 100'ü” yazılı pankat ve dövizler taşındı. “Gazetecilere özgürlük” sloganının yazılı olduğu tişörtler giyen kitle alkış, ıslık ve düdük çalınarak, adaletin gecikmesini protesto etti. 

Yürüyüşte, önceki gece yaşımını yitiren Birgün Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Çeşmecioğlu'nun da resimleri taşındı. Kitle sık sık, “Gazeteciler içeride isyan her yerde”, “Kitaptan şiirden bomba olmaz başbakan”, “Dokunan yansa da dokunacağız” şeklinde sloganlar attı.

“O DÜŞÜNCEYLE HELALLEŞMEYİZ”

Taksim Meydanı'nda, Ahmet ve Nedim'in Gazeteci Arkadaşları adına Rıdvan Akar basın açıklamasını okudu. Başbakan Erdoğan'ın “bazı kitaplar vardır ki bombadan tehlikelidir” sözünü hatırlatan Akar, “'İleri demokrasi' kavramının mucidi, ileri demokrasi ülkesinde bombayla kitabı eş tutuyor. Gazeteciye 'namert' diye ayar veriyor. Kendisine çanak soru sormayan, yalnızca işini yapmak isteyen bir gazetecinin işten çıkartılmasına vesile olabiliyor. Tüm bunlar olduktan sonra helalleşmek istiyor. Böyle bir konjoktürde bizim onunla, o düşünce sistematiğiyle helalleşmemiz mümkün değil” şeklinde konuştu.

'GAZETECİ GERÇEĞİN TARAFINDADIR'

“Gazeteci taraftır. Ama son zamanlarda yerleştirilmek istenen 'candaş' veya 'yandaş' tarafında değil, gerçeğin tarafındadır” diyen Akar, “Gazeteciler İbrahim Çiçek ve Suzan Zengin geçtiğimiz günlerde tahliye oldu. Ancak hala içerde 60'ın üzerinde gazeteci var” hatırlatmasında bulundu. Hükümetin icraatlarına karşı eleştirel tutum alanlara, darbe dönemlerini aratmayan uygulamalarda bulunulduğunun altını çizen Akar, konuşmasını şöyle tamamladı: “Eşit, özgür, demokratik, müreffeh toplum ancak prangalarından kurtulmuş bir basınla mümkün olabilir. Özgür basın şiarımıza ulaşmak için biliniz ki yansak da dokunacağız.”

'DOĞRULAR GÖZDEN KAÇIRILMAK İSTENİYOR'

Basın açıklamasında, geçtiğimiz hafta serbest bırakılan gazeteci Suzan Zengin de bir konuşma yaptı. Zengin, gazetecilerin TMY ile yargılanmaları ve tutuklanmalarının bilinçli bir tercih olduğunu belirterek, “Bu, Türkiye ve uluslararası kamuoyunda, doğruların gözden kaçırılması amaçlıdır. Diğer taraftan da bu, toplumsal muhalefete gözdağı vermek, tutuklananları 'terör'le bağlantılı kılarak, toplumda gazetecilere ve gazetecilik mesleğine güvensizlik aşılamak amaçlanmaktadır” dedi. Zengin, cezaevlerinde düşüncelerinden dolayı binlerce siyasi tutuklu bulunduğunu hatırlatarak, bunların da tutuklu gazetecilerle ayrı tutulmamasını istedi.