Header Ads

Arif Doğan: Jitem Hala Sürüyor


Diyarbakır ve Batman'da 1992- 1994 yılları arasında 8 kişinin öldürülmesiyle ilgili olarak, 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım ve itirafçı Abdulkadir Aygan'nda aralarında olduğu 16 kişinin yargılanmasına Diyarbakır 6'ıncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya, başka bir suçtan tutuklu bulunan Adil Timurtaş ile sanık ve mağdur avukatları katıldı.

1992 yılında Diyarbakır'ın Silvan İlçesi'nde Mehdi Kaydu'yu öldürmekle suçlanan sanık Adil Timurtaş, "Ben öyle birini tanımıyorum. JİTEM'in varlığını da basından duydum. Ahmet Cem Ersever'i tanıyordum, ancak kendisine bağlı çalışmadım. Emir, talimat ve para almadım. Emekli Albay Arif Doğan ile hiç görüşmedim. Ben Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanlığı'nda temizlik işçisiydim. Bir nevi bahçevanlık yaptım. Bunun dışında hiçbir yasadışı olayda yer almadım" dedi.

Müdahil avukatlardan Tahir Elçi, Adil Timurtaş'ın 1 Eylül 1999 tarihinde savcıya verdiği 3 sayfalık ifadesini okudu. Elçi, Timurtaş'ın bu ifadesinde JİTEM'in varlığından açıkça söz ettiğini, Silopi'deki Botaş tesislerinde kaldığını, burada Arif Doğan ile astsubay Şaban Bayram'ın da olduğunu, yine Ahmet Cem Ersever'e bağlı çalıştığını itiraf ettiğini, bu ifadenin sorulmasını talep etti.

Mahkeme başkanın soruyu sorması üzerine sanık Timurtaş, savcılığa söz konusu tarihte ifade verdiğini ancak neden bu şekilde tutanaklara geçirildiğini bilmediğini idda etti. 

Mahkeme heyeti, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından istenilen "Ergenekon" davası sanığı emekli albay Arif Doğan'ın 4 ayrı ifade tutanağının dava dosyasına konulduğunu bildirdi. Doğan'ın ifade tutanakları talep üzerine avukatlara dağıtıldı. Mahkeme heyeti, adresleri tespit edilemeyen ve savunmaları alınmak için hazır edilemeyen sanıklar Mahmut Yıldırım, İbrahim Babat, Mehmet Zahit Karadeniz, Lokman Gündüz ve Muhsin Gül hakkındaki yakalama emrinin sonucunun beklenilmesine karar verdi.

ARİF DOĞAN'IN İFADELERİ


İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Eylül ve Ekim 2010 tarihinde 4 kez alınan ve bugün yapılan duruşmada dosyaya konulan "Ergenekon" davası sanığı emekli albay Arif Doğan ifadesinde, JİTEM'in deneme amacıyla kurulduğunu anlattı.

"İstihbarat elemanları prim karşılığı çalışıyordu. Ödeme konusunda yetkim vardı. JİTEM operatif istihbarat birimiydi. Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı'nın kurulmasına ilişkin resmi belgeler miatlı evraklar olup, Jandarma Genel Komutanlığı bünyesindedir. Operasyonel faaliyetlerdeki gecikme ve bir kısım sıkıntılardan dolayı ortaya çıkan ihtiyaçtan, ikinci bir emre kadar JİTEM adı altında deneme amaçlı bir ünite kadro oluşturuldu. Gerek Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı, gerekse JİTEM'in kurucusu benim. Bu yapının oluşması emrini veren de Burhanettin Bigalı'dır. JİTEM'in görev alanı OHAL Valiliği sınırları içinde kalıyordu. 1990 yılında görevi Veli Küçük'e devrettim. Deneme amaçlı kurulan JİTEM yapısında Binbaşı Hüseyin Kara Mardin JİTEM tim komutanıydı. Yine Ahmet Cem Ersever, Ali Yıldız, Aytekin Özen, Abdulkerim Kırca, Yunus Nebioğlu, Hasan Gökmen ve Sinan Yaşar subay sınıfındaydı. Saddam Hüseyin'in baskısından kaçarak Türkiye'ye gelen ve benim talimatımla para karşılığında Irak istihbaratına teslim edildiği ileri sürülen Maho Gevdan aşiret reisiydi. Olayı ben sonradan duydum. Musa Anter'i de kimin öldürdüğünü bilmiyorum. "

10 BİN JİTEM ÜYESİ VARDI


'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ı tanıdığını, Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı'na bağlı bir eleman, maaşlı bir ajan olduğunu söyleyen Arif Doğan ifadesine şöyle devam etti:

"Mükemmel bir ajandı. En son 1994 yılında Niğde Alay Komutanı olduğum dönemde bana uğradı ve bir görevden döndüğünü söyledi. Birlikte yemek yedik, kendisini bir daha görmedim. Vatanperver biridir. Tunceli'de İstihbarat komutanlığına ait bir büro açmak istediğimde bana emniyet ve MİT'teki arkadaşlar Mahmut Yıldırım'ı tavsiye etti. Kendisiyle Elazığ'ın Kovancılar İlçesi'nde görüştüm ve bize katılmasını sağladım. Benim kayıtlarıma göre 10 bin JİTEM üyesi bulunmaktaydı. Bu kişiler vatan sevgisi için çalışırdı. Belli bir yerden maaş almayıp, zenginden fakire geçen paralarla geçinirdi. JİTEM elemanlarını ben de isimleriyle bilmem, kod isimleriyle tanırım. Ben bir yıl Türkiye'yi gezerek il bazındaki temsilcileri seçtim.”

Arif Doğan, sanık olarak yargılanan itirafçılardan Hüseyin Tilki, Ali Ozansoy, Adil Timurtaş, Hayrettin Toka ve Abdulkadir Aygan'ı tanıdığını ve bunların da JİTEM içindeki çeşitli birimlerde görev aldıklarını anlattı. Cemal Temizöz'ü de üsteğmenliğinden beri tanıdığını ifade eden Doğan, daha sonra Diyarbakır İstihbarat Grup Komutanlığı'nda çalıştığını söyledi.

JİTEM HALA DEVAM EDİYOR


PKK'nin batı plakalı TIR'ları yaktığını iddia eden Doğan, buna karşılık kendisinin de Mardin, Bingöl, Diyarbakır plakalı TIR'ları yaktırdığı yönündeki soruya şöyle yanıt verdi:

"Doğrudur. PKK Güneydoğu'da batı plakalı TIR'ları yaktı. OHAL Valisi bunun önüne geçmemi istedi. Ben de batı plakalarını söküp Güneydoğu plakalı TIR'lara taktırıyordum. PKK, batı plakalı araçları yaktığını düşünerek Güneydoğulu'ların TIR'larını yakıyordu. Kamyonları benim yaktırdığım iddia edilince bu konuyla ilgili soruşturma bile geçirdim. Benim kurduğum JİTEM'le Ergenekon'un hiçbir ilgisi yoktur.

JİTEM'e gönüllü aldığımız ve içinde kadınların da bulunduğu kişileri ölüm bölgesi dediğimiz yerlere sıcak çatışmaya gönderiyordum. Bu kişilere silahları da ben dağıttım. JİTEM'i aldığım emir gereği kurdum. Bu yapı her şeyiyle bana bağlıdır. JİTEM yapılanması halen devam etmektedir, beklemededir. İhtiyaç duyulduğunda bu faaliyetleri yönetebilecek kişiler vardır. "

DEP'LİLERLE LOKANTADA KARŞILAŞTIK


Ankara'da Abdullah Çatlı, Hüseyin Kocadağ ve Mahmut Yıldırım ile buluşmalarını da anlatan Arif Doğan, "Otelde yemek verecektim. Oraya gittiğimizde Ahmet Türk, Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Sırrı Sakık'la karşılaştık. Garsona, 'Bu adamların ne işi var burada' dedim. Sonra Yeşil tedirgin oldu ve dışarıda beklemek istedi. DEP'liler de bir süre sonra kalkıp gittiler" diye konuştu.

SURİYE'DE JİTEM EYLEMİ: 75 ÖLÜ


Bazı ses kayıtlarının dinletilmesi ve sorulması üzerine Arif Doğan ifadesini şöyle sürdürdü:
"Suriye sınırına yakın Tarım İl Müdürlüğüne ait bir hayvan çiftliğine PKK'lı teröristler saldırı düzenlemişler ve 200 tane ineğin memelerini kesmişler, ayrıca 2 bin 500 dönüm tarladaki mahsulü yakmışlar ve 25 traktörü yakmışlar. Tarım Orman Müdürü olayı bana anlatınca çok üzüldüm. O dönemde sınırın öbür tarafından Cemşeref Köyü'nda yaşayan bazı kişilerin PKK'ya yardım ettiğini öğrenmiştik. Bu nedenle Tarım Orman Müdürlüğü'nün çiftliğine yapılan saldırının karşılığı olarak Suriye'nin Cemşeref Köyü'nde JİTEM olarak eylem yaptık. Bu eylemi yaptığımız sırada dönemin Başbakanı Turgut Özal, Hafız Esad'ı ziyaret etmiş ve Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye iadesini talep etmiş. Hafız Esat da, 'Siz bize Müslüman Kardeşler Örgütü'nün liderini teslim edin, biz de size Abdullah Öcalan'ı teslim etmeyi düşünelim. Kaldı ki 2 saat önce Cemşeref Köyü'nde 75 vatandaşımız hayatını kaybetti' diyerek Abdullah Öcalan'ı teslim edemeyeceklerini söylemiş. "

12 yıldan beri devam eden bu davada, JİTEM'in infaz timinde yer alan itirafçılar İbrahim Babat, Adil Timurtaş, Hayrettin Toka, Abdulkadir Aygan, Ali Ozansoy, Hüseyin Tilki, Kemal Emlük, Saniye Emlük, Recep Tiril, Muhsin Gül, TİKKO itirafçısı Fethi Çetin ile Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, korucu Faysal Şanlı, Jandarma İstihbarat haber elemanları Mehmet Zahir Karadeniz ile Lokman Gündüz ömür boyu hapis istemiyle yargılanıyor.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.