Header Ads

“İsyanlar ve Seçimler: Ortadoğu'nun Türkiye'si” Paneli'nden: 'Kürt Sorununu Çözmeden Meşruluk Kazanamazsın'

Gazeteciler ve akademisyenler, “İsyanlar ve Seçimler: Ortadoğu'nun Türkiye'si” başlıklı panelde Ortadoğu'da yaşanan halk isyanlarını ve Bölge illerinde Kürt halkının sergilediği direnişleri tartıştı. 
 
Dolapdere Yerleşkesi'ndeki düzenlenen panelin maderatörlüğünü İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gencer Özcan yaptı. Panele gazeteciler Mete Çubukçu, Kadri Gürsel ve akademisyen Yıldız Teknik Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fulya Atacan konuşmacı olarak katıldı. Diyarbakır'da oldukları için panele konuşmacı olarak katılamayan Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloğu milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Altan Tan, telefon ile katılarak düşüncelerini aktardı. 

İlk telefon bağlantısı Sırrı Süreyya Önder ile gerçekleştirildi. Ortadoğu'da ve Türkiye'de insanların geleceksizleştirdiğine dikkat çeken Önder, “Türkiye'de Lazı, Çerkezi, Kürdü, herkes için bir geleceksizleştirme operasyonu başladı. Dünya birçok kavramı tartışmıyor artık, mesela özelleştirme demiyor. Biz dünyanın gerisindeyiz. Türkiye'de 1. ve 2. Dünya savaşlarından çok daha uzun süren bir savaş var” dedi. Önder, seçimler dolayısıyla oluşturdukları Emek, Demokrasi ve Özgürlük Blok'unun, seçimlerden sonra da devam edeceğini vurguladı.

'ALLAH'TAN ÖZÜR TALEP EDECEĞİM'

Önder'in ardından Altan Tan telefon bağlantısı gerçekleştirdi. Kürt sorunu, Alevilerin zorunlu din dersinin kaldırılması gibi çok fazla sorunu olan Türkiye'nin bir yol ayrımında olduğunu ifade eden Tan, “Bunların çözümü için yeni bir anayasaya ihtiyaç var. Toplumsal talepler istekler uzlaşma ile çözülecek mi çözülmeyecek mi? AKP hükümeti doğru düzgün bir anayasa yapacak mı, yapmayacak mı? Kürtçe anadilde eğitim olacak mı? Demokratik özerklik hayata geçecek mi? Önemli olan bunlar hayata nasıl geçecek?” diye konuştu. Tan, mecliste yemin edilmesi konusunda çıkan haberlere ilişkin sorulan sorulara, “Kemalizm'le sorunum var. İslam hukukuna göre yanlış. Anayasal sorumluluklarım var. Ben yemin edeceğim ama Allah'tan özür talep edeceğim” şeklinde yanıt verdi. 

Bağlantıların ardından Prof. Dr. Gencer Özcan sunumunu yaptı. Kürt sorununa teknik bir konu olarak yaklaşıldığını dile getiren Özcan, bu yaklaşıma tepki gösterdi. Özcan, “Bu soruna ilk olarak güvenlik sorunu olarak baktık. Sonra askeri ve teknik bir sorun olarak baktık. Oysa bu sorun tamamıyla anayasal yasal bir sorundur. Çözümü de anayasadadır. Siyasi açıdan bakmak ve yaklaşımı derinleştirmek gibi görevimiz olduğunu düşünüyorum. Siyasi irade sergilemek lazım inkar değil, tanımak lazım. Artık sorunu görmezden gelmeyi bırakmak gerekiyor” şeklinde konuştu.

'ÜÇ TEMEL BAŞLIK: SOKAK, ÖFKE, ONUR'

Akademisyen Fulya Atacan, yaptığı sunumda Ortadoğu ve Türkiye arasındaki sosyolojik benzerliğe dikkat çekti. Türkiye ile Mısır'da yaşananların benzer olduğunu ifade eden Atacan, “Üç tane temel başlık var. 1- Sokak, 2- öfke ve 3- Onur. Öfke içerisinde sokaklara çıkan Kürtler, onurlu bir barış talep ediyor. Bu üç öğe Mısır'da da en etkili tetikleyici güç. Kürt hareketi içindeki gençler çok öfkeli. Bu öfkeyi görmezden gelmek, denetlemeye çalışmak yerine, öfkenin kaynağı üzerinde odaklanmak çözüme daha yakın durmak anlamına gelir” diye konuştu.

'TÜRKİYE'NİN KÜRTLERDEN ETKİLENMEMESİ OLANAKSIZ'

Gazeteci Mete Çubukçu, Arap isyanları ile dünyada uyuyan, miskin olarak tanımlanan tüm insanların harekete geçtiğini ifade etti. Bu ayaklanmaların insanlara yeni kavramlar hatırlattığının altını çizen Çubukçu, şöyle devam etti: “İnsanlar yeniden sokağa çıkarsak bir şeyler değişir diye düşünmeye başladılar. Türkiye'de 25 yıldır devam eden bir savaş var. Bu ayaklanmalardan Türkiye'nin Kürtlerin etkilenmemesi mümkün değil. Kürt sorunun çözülmesi noktasında umutluyum.”

Panelin son konuşmacısı Kadri Gürsel, Ortadoğu'daki gelişmeler üzerinden Kürt sorununu değerlendirdi. Egemen bir kavramla, Türkiye'nin dış politikasını formüle etmesinin ve yürütmesinin neredeyse imkansız bir hal aldığını belirten Gazeteci Gürsel, AKP'nin bu konuda sergilediği tutumu eleştirdi. Gürsel şöyle devam etti: “Türkiye'de ister sol, ister muhafazakar, kim olursa ve ne kadar oy alırsa alsın hiçbir iktidarın, yüzde 6.4'le bir sorunu varsa model olma durumu yoktur.” Gürsel, içerde meşruiyetin sağlanmaması halinde bu model olma iddiasından vazgeçilmesi gerektiğini kaydetti.

'LİDER OLMAK İSTİYORSAN SORUNLARI ÇÖZECEKSİN'

“Sen Kürt sorununu çözmeden sokaklara çıkanların sorununu çözmeden meşruluk kazanamazsın. Çünkü Arap baharı Kürt yazına evrilecek” diyen Gürsel, her türlü baskı ve engellemeye rağmen 36 milletvekili meclisi sokan Kürt halkının siyaseti ne kadar iyi öğrendiklerini göstererek, herkese parmak ısırttığını vurguladı. Bu başarısı ile Kürt hareketinin parlamentoda anahtar konumuna geldiğini de kaydetti. 

Gürsel şunları söyledi: “Bugün kaç oy alırsa alsın başbakan da ilerde cumhurbaşkanlığı seçim yapılacağı zaman da cumhurbaşkanı Kürt hareketi ile görüşmek zorunda. Üstelik Kürt hareketi Araplarda olmayan daha geniş bir kapasiteye sahip. Sen eğer dünya lideri olmak istiyorsan Ortadoğu'nun lideri olmak istiyorsan kendi ülkendeki sorunları çözeceksin, sokaklar da Kürtler isyan ederken dünya seni ciddiye almaz.”
Konuşmaların ardından panel, soru-cevap bölümü ile devam etti.

haber: etha 
foto: bianet

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.