Header Ads

Meclis'e Bu Kış Sosyalizm Geliyor!

Emek, Barış ve Demokrasi Bloku’nun destek verdiği İstanbul’un bağımsız milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder ve Abdullah Levent Tüzel ile Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü, birlikte davrandıkları BDP’lilerle sıkı bir muhalefete hazırlanıyor. Bu üç isimle Diyarbakır’da konuştuk.

Abdullah Levent Tüzel: Blokun yönelimi halkçı

Meclis’te hangi konularla ilgili soru önergelerini göreceğiz?

Tabii, emekçilerin talepleri ve demokratik talepler.
Aklınızda ilk ne var?

Asgari ücretten sendikal hak ve özgürlüklere, iş cinayetlerinden taşeron çalışmaya....
Blokun emek kanadı siz misiniz?

Şüphesiz ki emek hareketi içindeki varlığımızın özgünlüğü Kürt sorununa bakışımızdan ileri geliyor. Kürt sorununu çözecek asıl güç emekçilerin birliğinden geçiyor. Tekel ve Sümerbank mücadelesi, Gebze’deki örgütlenmeler... İşçiler etnik ayrıma düşmeden ama diline sahip çıkarak Tekel’de 77 gün yan yana durabildi. Kürt halkı eşit haklara sahip olmadıkça, sınıf kardeşliği ve emek mücadelesinin büyük gücü eksik kalır.
Blok sosyalist bir seçenek mi?

Tabii içinde Altan Tan var, Şerafettin Elçi var. Varmak istediği nokta, mutlaka demokrasi ve sosyalizm olacaktır. Toplumcu bir ekonomi ve yönetim, halk idaresi olacaktır. Demokrasi ve özgürlükler daha belirgin olacaktır. Ama esas karakteri emekçiler olacaktır. Fakat bloku bugünden sosyalist olarak tanımlamak da erken. Burada sosyalistler de olacaktır, dindar Müslümanlar da.

Kürkçü: Başkanlık varsa yeni anayasa yok

68’lerde Mersin’de siyasi faaliyette bulunmuş muydunuz?

Gülnar’a gitmiştim. Nohut mitingi örgütlemeye. 1970 yazı. Yedi arkadaştık. Afişleri yapıştırırken polis bizi karakola götürdü. Tüm köylüler duydu. Devrimciler gelmiş, nohut üreticileri için, diye. Güçlü miting yaptık. Seçim kampanyası sırasında Gülnar’a gidemedim. Fakat bir şey kalmamış. Çok az oy geldi.
TBMM’de Ertuğrul Kürkçü’nün önceliği ne olacak?

Bence böyle bir kişisel öncelik olamaz. Grup oluşturacağız.
Çatı mı olacak?

Bunlar için hiçbir şey söyleyemem. Kimse bir araya gelip bir şey konuşmadı. Ama Meclis’te bir grup olacağı aşikâr.
Sizin istediğiniz ne?

Blokun bir grubunun olması. Blok hukuku içerisinden konuşabilirsek daha ideal olabilir. Hepsini kesen ortak bir siyaseti olur. Çatı Partisi tartışmasını evvelki yıl başlatıp sürdürdük. İlk haliyle masada değil. O dönüşmüş olarak var. Bunları müzakere etmeden önce konuşmak doğru olmaz.
Doğrudan BDP’ye üye olmak da söz konusu olabilir mi?

Çerçevesinin ne olduğunu görmek lazım. Usulen olabilir ama esasen neyin üzerinde gerçekleştiğini bir daha elden geçirmeliyiz.
Esas ne olacak?

Her şeyden önce emeğin ve emekçinin çıkarlarının olduğu yerden demokrasi ve özgürlük süreçlerini görüşmeye başlayacağız. Örneğin, anayasa tartışması bizim için sadece liberal haklar tartışması olamaz. Anayasa tartışması bizim için sosyal haklar tartışmasıdır.
Somut öneriler ne olacak?

En önemlisi tabii ki barış. Çatışmanın son bulması ve sebeplerinin ortadan kaldırılmasına imkân verilmesi. Kimlik ve kültürel haklar ve siyasi haklar meselesi başta geliyor.
Yeni anayasa başkanlık önerisiyle gelirse yanıtınız ne olur?

Blok kesin karşı olacaktır. Başkanlığın b’si gelirse bence iş biter. İçerisine ne koyarsan koy, istersen herkese sonsuz özgürlük, başkana da de, bunun altına kimse girmez.
70’lerin Ertuğrul Kürkçüsü bugünkü Kürkçü’ye oy verir miydi?

O tarihte böyle bir siyaset yoktu. Olsaydı onu yapardık.

Sırrı Süreyya Önder: Polisler de oy verecek

Üç sosyalist aday Kürt halkı ile Türkiye’nin diğer yurttaşları arasında köprü işlevi mi görecek?

Şu tespitten yola çıkıyoruz: Halklar birbirine düşman olamaz. Düşman olan sistemdir. Barışı önceleyen tutum içinde olduğumuzdan buna özel önem vereceğiz. Meselenin, aslında bu savaştan beslenenlerin sürdürmeye çalıştığı sisteme dair bir mesele olduğunu anlatacağız. Kürtlerin ulusal demokratik taleplerine sonuna kadar destek vereceğiz.
Blok neye evrilecek?

Emek eksenli bir çatı partisi gündemimizde var. Onun dışındakiler için henüz erkendir.
Diyarbakır’a 70’li yıllarda siyasi faaliyet için gelmiş miydiniz?

Geldim, 78’deydi. O yıllarda bütün yayınlarımız Diyarbakır’a gelirdi. Buraya gelir alırdık. Entelektüel donanımı en yetkin arkadaşlarımız genelde Diyarbakır’da olurdu. Gelirdik çalışmalar yapardık.
Seçim kampanyasında hiç unutamadığınız bir an veya anı oldu mu?
İnsanlar önce sarılıyorlar, öpüyorlar sonra dakikalarca kalıyorlar. Halk içine sığdıramıyor coşkusunu.
Mizahi bir anı kaldı mı?

Bir yaşlı amca öpme işini bayağı bir uzattı. O kadar abarttı ki halk beni amcanın elinden aldı. Tabii polisle yaptığımız köşe kapmacalar...
Peki polis nasıl davranıyordu? Oy vereceğim diyen oldu mu?

Bir iki polis bizzat dile getirdi. Bir sürü polisin de gözlerinden onaylama aldığımı biliyorum. Ama bunun tam tersi, öfke ve kinle bakan da vardı. Polis de toplumun aynası.
Molotof meselesi ne oldu?

Ne soru soruldu, ne bilgi verildi, ne de işlem yapıldı. 

haber: ismail saymaz/radikal
foto: twitter

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.