Header Ads

Uludere'de Geride Kalanlar Anlatıyor: Başka Seçeneğimiz Yok Yaşamak İçin Yine Gitmek Zorundayız

Şırnak'ın Uludere İlçesi'ne  bağlı Ortasu Köyü'nde 35 kişinin yaşamları F-16'lardan atılan bombalarla çalındı. Yarına dair kurdukları düşleri, geçim derdi için çıktıkları ölüm yolculuğu ile yarım kaldı.

Arkalarında kalanların yürekleri de yarım. Arkada kalanların boğazı düğüm düğüm. Bugüne kadar birlikte gezdikleri köyün yollarında gözleri kan çanağı, buruk geziyorlar.

Bu kez onlarla gitmedikleri için hayattalar. Ancak yarın gitmeyeceklerinin garantisi yok. Ölmeyeceklerinin de... Kürt sorunu çözülmedikçe, bölgeye fabrikalar, ekmeklerini kazanacakları iş olanakları getirilmedikçe ölüm getiren sınırı geçmek zorundalar, 50 TL için, ekmek için, okula gidecek parayı kazanmak için...
Erkan, Mehmet, Serhat, Adem, Yüksel, Şıvan, Seyit birkaç gün önce yaşamını yitiren 35 kişiden bir kaçı sadece. Can verirken ele ele tutuştular. Belki kurtulma umudu, belki de son nefeslerini birlikte vermek için. Onların yanında olamayanlar şimdi onlar varmış gibi el ele tutuşuyor, anılarıyla teselli olmaya çalışıyorlar. Kaç gün hayatta kalacaklarını bilmeyerek...

'ÖLÜME DÖNÜYORLAR ASLINDA'

Mesut Encü, ailesinden 11 kişiyi kaybetti. Onlar olmadan geçirdiği birkaç günü ömründe hiç yaşamak istemediğini söylüyor. Gözleri dolu dolu, boğazına düğümlenmiş gözyaşları ile amcasının oğlu Serhat'ı anlatıyor, "Kardeşim gibi seviyordum" diyor.

Serhat'ın babası da aynı yerde mayın patlaması sonucu hayatını kaybetmiş. Annesini de yitiren Serhat, kardeşlerine bakmak için çalışmak zorundaydı. İş olanağı olmayınca çaresiz sınırı geçiyordu. "Onlar öldü ama bizler de gitmek zorundayız" diyor Mesut ve ekliyor: "Çok acı çektirdiler bize, hala da çekiyoruz. İş yok, çalışacak fabrika yok. İstanbul'a ya da başka yerlere çalışmak için gidenler asgari ücretle geçinemedikleri için geri dönmek zorunda kalıyorlar. Asgari ücreti ne yapacaklar buraya mı göndersinler, kendileri mi harcasınlar! Mecburen dönüyorlar. Görüyorsunuz, ölüme dönüyorlar aslında."

'YAŞAMAK İÇİN DEVAM ETMEK ZORUNDAYIZ'

Akın Encü, gençlerin çoğunun yoksulluk nedeniyle okuyamadığını söylüyor, "Biz o sınırı geçmeye devam etmek zorundayız, çünkü yaşamak için bunu yapmamız gerekiyor" diyor. Akın, defalarca ölüm tehlikesi geçirmiş. "Ben kurtuldum ama onlar bu sefer F-16'lardan kurtulamadı" diyor, yaşadığına sevinemiyor. Encü, zengin olmak için değil, ekmek, elbise almak için gittiklerini anlatıyor.

'HEM KURTULUŞ HEM ÖLÜM YOLU'

Lise öğrencisi olan Murat Encü, okumak istediğini söylüyor. Bu nedenle bugüne kadar mazot getirmek için Irak sınırını geçtiğini belirten Murat, "Okula gittiğim için abimler kendisi sınırı geçiyor, benim gitmeme izin vermiyor. Bu yol bizim için hem kurtuluş hem ölüm" diyor, mecbur kalırsa sınırı geçeceğini söylüyor.
Fehmi Encü, ekmek parası için köyünü terk etmek zorunda kalan gençlerden biri. İstanbul'da çalışan Fehmi Encü, kazandığı paranın yaşamak için yetmediğini belirtiyor. "Burada iş yok, fabrika yok. Koruculuk ya da kaçakçılık yapmamız gerekiyor" diyor, bunları yapmak istemediği için İstanbul'da çalıştığını söylüyor. "Hükümet buraya fabrika yapmıyor, yatırım yapmıyor çünkü bizi topraklarımızdan koparmak, bitirmek, köyümüzü boşaltmak istiyor" diyen Encü, ekliyor: "Bugüne kadar nasıl başaramadılarsa bugün de başaramayacaklar. Biz bu toprakları terk etmeyeceğiz."

Öfkesi yüzüne yansıyan Encü, "O gittiğimiz yol ölüm getirse de yaşamak için burada kalmak için gideceğiz. Yok başka çaremiz, yok" diyor.

'DÜŞÜNÜN, BİR ANDA ARKADAŞLARINIZIN YARISI ÖLÜYOR'

Fatih Encü de o gün sınırı geçmek için hazırlık yapmış ancak dershaneye gitmesi gerektiği için arkadaşları gelmesine izin vermemiş. Kafasını öne eğerek, gözleri yaşlı, kısık bir ses ile anlatıyor: "Hepsi arkadaşımdı, hiçbiriyle bugüne kadar ayrılmamıştık. Keşke ben de onların yanında olsaydım."

Biri, ikisi değil hepsi ile arkadaş olduklarını söylüyor ve hala inanamıyor, arkadaşlarının yarısının öldüğüne: "Düşünün, bir anda arkadaşlarınızın yarısı ölüyor ve onların parçalarını toplamak zorunda kalıyorsunuz."

'SAVAŞ UÇAKLARI YERİNE FABRİKALAR AÇILIRSA...'

"Yola çıkarken ölüm göze alarak çıkıyoruz" diyor Cumhur Encü. Defalarca gidip geldiğini söyleyen Cumhur Encü, "Biliyoruz sadece 50 TL alacağız ama ne yapalım, ihtiyacımız var" diye konuşuyor.
Başka bir alternatif buluna kadar gidip gelmek zorunda olduklarını söyleyen Cumhur Encü, "Nasıl yaşayacağız başka türlü? Gitmek zorundayız taki bu devlet arkadaşlarımızı bombaları, o uçaklara almak için harcadığı parayı buraya yatırıp fabrika yapana kadar gideceğiz" diyor.

Hakkı Encü, dağlık ve kayalık araziye kurulu olan köylerini parmağı ile işaret ederek, "Görüyorsunuz ne tarla var ne de başka bir şey. Her yer kayalık, yüksek dağlar olduğu için hayvancılık da yapamıyoruz. Ya batıya gideceğiz ya da sınırı geçeceğiz" diyor.

Kaçakçılığı bugün yapmadıklarını, dedelerinin ve babalarının da kaçakçılık yaptığını söyleyen Cumhur Encü, "Yıllardır bir şey değişmediği için biz de yapmak zorunda kalmışız. Ve bu böyle gittikçe, bu topraklarda bu sorun çözülmedikçe, bu ölüm yolunu yürüyeceğiz, ölüm sınırını geçeceğiz. Yok, yok ki başka şansımız" diyor.
Cumhur sözünü bitirirken yaşadıkları acıyı herkesin bilmesini istediğini söylüyor. Bunların anlatılmadığını, anlaşılmadığının farkında olarak günlerdir yanlarında olduğum için bana soruyor, "Siz kaç gündür buradasınız işte yaşadıklarımızı görüyorsunuz. Var mı başka çaremiz?"
haber: İsminaz Ergun/ETHA

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.