Header Ads

Sivil Toplum Örgütlerinin Uludere Raporu: Devlet Bilerek ve Tasarlayarak Katletmiştir

35 sivilin yaşamını yitirdiği Uludere katliamına ilişkin MAZLUMDER, İHD, ÇHD, TİHV, Türkiye Barış Meclisi, KESK, TTB ve DİSK'ten oluşan heyet raporunu açıkladı.

Katliamın hemen ertesi günü bölgede incelemeler yapan, resmi makamlar ve görgü tanıkları ile görüşen heyet, Mülkiyeliler Birliği Lokali'nde düzenlediği basın toplantısında raporunu açıkladı. Heyet adına konuşan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, katliamın planlanarak bilinçli bir şekilde yapıldığını ifade etti.

KESK Genel Başkanı Lami Özgen de devletin artık insanları öldürmekten vazgeçmesi gerektiğini belirtti. Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı, katliamın çok net ve kasten yapıldığının altını çizerek, "Devlet vururken ve vurduktan sonra kimi vurduğunu çok iyi bilmektedir. Herkes çok iyi bilmelidir devlet halkını bilerek ve tasarlayarak katletmiştir" dedi.

Heyetin raporunda şu tespitler yapıldı:

-Ölenlerin tamamı sivil, 17'si çocuk, 14'ü yetişkin, 4 kişinin yaşları bilinmiyor.
-Olay esnasında gruba "dur" ihtarı yapılmadı ve uyarılmadılar, yaşamını yitirenler güvenlik güçlerine ateş açmadı, askerler de bireysel olarak ateş etmedi. Ölümler, uçakların bombardımanı sonucu meydana geldi.
-Siviller, olay yerinde bulunan güvenlik güçlerince tanınan ve bilinen insanlar. Güvenlik güçleri sınır ticareti nedeniyle yapılan bu gidiş ve gelişlerden haberdar.
-Sınır ticareti için aynı güzergah sürekli kullanılıyor ve güvenlik kuvvetleri dahil herkesçe biliniyor.
-Resmi açıklamaların aksine olay yeri Sinat-Haftanin olarak adlandırılan bölgeye uzak, saldırıya uğrayan grup da Irak-Türkiye sınırının üstünde.

AMBULANS GELMEDİĞİ İÇİN KAN KAYBINDAN VE DONARAK ÖLDÜ

-Olaydan sonra hiçbir resmi kurum yaralıları ve cenazeleri almak için girişimde bulunmadı, köylüler kendi imkanlarıyla olay yerine geç geldikleri için kimi yaralılar kan kaybı veya donarak öldü.
-Hastanede cenazeler gelişigüzel odalara bırakılmış, otopsi uygun ortamda yapılmadı. Cenazelerden otopsi sonucunda elde edilecek deliller koşullar nedeniyle usulüne uygun şekilde alınmadı, delillerin karartılma ihtimali yüksek.
-Cesetlerin bir kısmı yanmış, iç organları dışarıda, çoğunun kafatası parçalanmış, vücut bütünlükleri parçalanarak bozulmuş.
-Tahrip gücü çok yüksek, yakıcı nitelikte mühimmat kullanılmış.

AYDINLATILMASI GEREKEN NOKTALAR

Raporda, aydınlatılması gereken noktalar ise şöyle belirtildi:
-Olay sonrası karakol ve gözetleme kuleleri yakın olması ve haber verilmesine rağmen neden olay yerine hiçbir görevli, yetkili gitmedi?
-Olay sonrasında Şırnak ve diğer yerlerden gelen ambulanslar ile sağlık görevlilerine neden izin verilmedi?
-Ölümlerin sebebi tek tek ve ayrıntılı olarak ortaya çıkarılmalı.
-Köylülerin uzun yıllardır bu işi yaptığı dikkate alındığında geçmişte yaşanmış benzer olaylar olup olmadığı yönünde özel bir araştırma yapılmalıdır. Karakolun kastı veya ihmali olup olmadığı araştırılmalı.
-Köyde bulunan korucular ve muhtara daha önce operasyon yapılacağında "kaçağa gitmeme" hususunun bildirildiği, bu olayda askerlerin gündüz kaçağa gidenleri gördüğü halde bu hususun bildirilmediği yönündeki iddialar araştırılıp aydınlatılmalı.

'BU SON KAÇAK OLACAK' İDDİASI DOĞRU MU?

-Kaçakçıların kulağına giden "bu son kaçak olacak" yönündeki iddialar, bombalamanın yapılacağının önceden bilinip bilinmediği hususu araştırılmalı.
-İnsansız hava araçlarının (Heron) çektiği görüntülerden yükün mahiyeti anlaşılabiliyor. Heron görüntülerinin bu grubun yükü ve silah durumu hakkında bilgi verip vermediği aydınlatılmalı.

HANGİ BOMBALAR KULLANILDI?

-Olayda kullanılan mühimmat ve patlayıcıların miktar, hedef ve amacının ne olduğu, iddia edildiği gibi öncesinde aydınlatma fişeği ve karadan top atışı yapılıp yapılmadığı, bombaların niteliği tespit edilmeli.
-Olay sonrası, saldırıyı düzenleyen uçaklarla hava komuta merkezi arasındaki telsiz görüşmeleri, köy korucuları, köy muhtarı ile karakol arasında veya 3. kişiler arasında yapılan telefon ve telsiz görüşmelerinin kayıtları aydınlatılmalı.
-Olay sonrası köyden giden grupların yolda askerlerle karşılaştığı ve köylüler gittikten sonra yoldan ayrıldıkları yönündeki bilgiler araştırılmalı.
-Genelkurmay'ın basın açıklamasına göre İHA'lara ilk görüntü 18.39'da rastlanmış, bombardıman 21.37'de yapılmıştır. Aradan geçen 3 saat zarfında yerel unsurlardan herhangi bir istihbari bilgi teyit ettirilmiş/ek bilgi alınmış mıdır? Alınmamış ise neden gerek duyulmamıştır?
-Resmi makamların "örgüt üyesi zannedilip vuruldular" şeklindeki açıklamaları dikkate alındığında "Velev ki sözü edilen grup örgüt üyelerinden müteşekkil bir grup' olsa herhangi bir uyarı yapılmadan savaş uçakları ile tahrip gücü yüksek bombalar ile yargısız bir şekilde infaz edilmeleri meşru ve haklı bir gerekçe olabilir mi?

KİMYASAL KULLANILDI MI?

-Bazı cenazelerin yanmış ve kömürleşmiş olması karşısında bombardımanda kullanılan silahlar arasında kimyasal bileşik kullanılmış mıdır?
-Yerel yetkililer ile Hükümet yetkilileri olayı bilmelerine rağmen ilk gün niçin kamuoyuna aydınlatıcı açıklamalar yapmamışlardır?

KANAAT ve ÖNERİLER

-Olay yargısız infazdır, öldürülenlerin sayısı itibariyle "toplu bir katliam" niteliği taşıyor.
-Yıllardır hesabı sorulamayan ve "Terörle mücadele" adı altında yapılan yargısız infaz ve katliamların bir devamı.
-Ulusal ve uluslararası sivil ve demokratik kitle örgütleri inceleme yaparak duyarlılık göstermeli.
-TBMM İnsan Hakları Komisyonu'nun, katliamı bir an önce gündemine alıp gerekli incelemeyi yapması gerekir.
-BM ve Avrupa Konseyi insan hakları birimleri olayı incelemeli.
-Etkili bir soruşturma yapılabilmesi için olayda sorumluluğu bulunan askeri ve sivil tüm yetkililer soruşturma sonuçlanıncaya kadar görevlerinden açığa alınmalı, sorumlular hakkında etkin bir soruşturma yapılmalı.
-Devlet, yapılanın bir katliam olduğunu kabul etmeli ve özür dilemeli. Hükümet olayın siyasi sorumluluğunu üstlenmeli, İçişleri Bakanı istifa etmeli, Genelkurmay Başkanı ve sorumlu kuvvet komutanı veya komutanları görevden alınmalı.
-Medya, peşin hükümlü ve "suçlu" yaklaşımı ile kişileri "yargısız infaza" layık görme eğiliminden vazgeçmeli ve etik ilkeleri esas almalı.
-"Kaçakçılık" adı verilen sınır ticareti sorununu çözecek yasal düzenlemeler yapılmalı.
-Kürt sorununun çözümünde şiddete dayalı politikalar bu tür karanlık eylemlerin zeminini oluşturuyor. Bu nedenle hükümet politikasını değiştirerek demokratik ve barışçıl çözüm geliştirmeli.

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.