Header Ads

Uludere'ye Giden Sanatçılar İzleminlerini Anlattı: Özür Dilensin Sorumlular Cezalandırılsın

Şırnak Uludere'de 35 kişinin katledilmesine ilişkin bölgeye giden aydınlar, yazarlar ve milletvekilleri Cezayir Restorant'ta yaptıkları toplantında tanıklıklarını anlattı.

Basın toplantısına, İlkay Akkaya, Aynur Doğan, Jülide Kural, Yasemin Göksu, Meryem Koray, Necmiye Alpay, Sema Solaklı, Ferhat Tunç'un da aralarında olduğu çok sayıda kişi katıldı.

'ÖZÜR DİLENSİN, SORUMLULAR CEZALANDIRILSIN'

Bölgeye giden heyet adına ilk olarak oyuncu Jülide Kural kısa bir açıklama okudu. Çocuklarını yitiren aileler ve köylülerle konuştuklarını söyleyen Kural, "Onlar; hükümetin özür dilemesini, özür dilemekle yetinilmemesini, sorumluların cezalandırılmasını talep ediyorlar" dedi.

'DAHA KALABALIK EKİPLERLE GİDİLMELİ'

Şırnak'ta yaşanan olayın hiçde kolay ve kabul edilir bir şey olmadığını söyleyen Yasemin Göksu, gördükleri, duydukları şeyler karşısında çok kederlendiklerinin ve öfkelendiklerinin söyledi. Aileler ile paylaştıklarını anlatan Göksu, "Biz oraya giderek bir cinayete daha ortak olmadığımızı ortaya koymuş olduk. Artık istedikleri gibi at oynatamayacaklarını bilmeliler. Buradan çağrı yapıyorum, herkes, daha büyük ekiplerle gitsin. Artık insanların rahatlıkla katledilmeyeceğini göstermek için gidin" dedi.

'BÜTÜN KRALLAR ÖLSÜN'

Tanık oldukları, duydukları şeylerin dile getirilemeyeceğini söyleyen İlkay Akkaya, "Hukukta canavarca adam öldürme var. Orada onu yapmışlar" dedi. Bölgede çok sayıda katliamın yaşandığını ve üstünün kapatıldığını kaydeden Akkaya, "Hiç birimizin yüreğinde böyle acılar yaşamaya yeri kalmadı. Bütün krallar ölsün" diye konuştu. Akkaya, vicdanı olan herkesi, katliamın aydınlatılması, üzerinin kapatılmaması için bir şey yapmaya çağırdı.

'DEVLET SAVAŞ ATEŞİ YAKTI, BİZ BARIŞ ATEŞİ YAKALIM'

Birgün gazetesi yazarlarında Meryem Koray, Şırnak halkının büyük bir acı yaşadığını söyledi. Gitmelerinin önemli olduğunu söyleyen Koray, halkın "Ölüm ve savaş olunca buraya geliyorlar, o zaman bizi hatırlıyorlar" şeklinde tepkilerini dile getirdiğini aktardı. Koray, "Devlet orada savaş ateşi yaktı. Biz de barış ateşi yakmalıyız" dedi.

'KARINCA GİBİ ATEŞE SU TAŞIYALIM'

"O coğrafya yanıyor" diyen Sema Solaklı, "İnsanların yüreğine bir ateş düşmüş. Öyle bir cehennem yeri ki anlatmak zor. Savaşın bile edebi, ahlakı olur" dedi.
Uludere'de yaşananların anlamak için hissetmenin önemine dikkat çeken Solaklı, "O insanlar kaçakçı değil. Güvencesiz çalışan kaçak işçiler. Bundan sonra bir şey yapılacaksa, barış için daha çok mücadele etmek olmalı bu. Orada analar evlatlarının parçalarından puzzle yaptılar. Manzara resimlerinden yapılır gibi değil, evlatlarının parçalarından. Tamamlayamadılar bile...Eksik kalan parçaları buldukça mezarları açıp tamamlamaya çalıştılar." dedi.
"Orada barış evlat demek" diyen Solaklı, barışın Kürt halkı ve tüm halklar için bu kadar hayati önemde olduğunu kaydetti. Solaklı, barışın Kürt halkının değil, asıl olarak Fırat'ın batısında yaşayan halkların meselesi olduğunu vurguladı. "Karınca gibi ateşe su taşıyalım" diyen Solaklı, barış için herkesin insanlık görevini yerine getirmesini istedi.

'SADECE İNSAN OLMAK GEREKİYOR'

Oyuncu Jülide Kural, acılarını, ağıtlarını paylaştıkları insanların durumlarını anlattı, "Duygu birleşmesi yaşadık" dedi.

"İnsanlar, açlar, yoksullar ve Kürtler. Bir dağın ucunda ayakları çıplak, karlar içinde yaşamaya çalışıyorlar" diyen Kural, "yüreğinde bir parça insanlık olan" herkes şöyle seslendi: "İnsanların üzerine bombalar yağdırılırken, paramparça edilen çocukların parçaları toplanamazken burada duramayız. Öfkeliyiz ve susup oturmayacağız. Bizi yalnız bırakmayın. Buna karşı çıkmak için sosyalist, ya da başka ideolojiye sahip olmaya gerek yok. İnsan olmak gerekiyor sadece. Biz barışmak, birlikte yaşamak zorundayız."

'BABAMDAN, DEDEMDEN DUYDUĞUM HİKAYELERİ YAŞADIM'

Dedesinden ve babasından dinlediği gerçek hikayeleri bir kez daha yaşadığını söyleyen Aynur Doğan, "Orada insanların yaşadığı başka korkular var. Kürtler kendilerini dışlanmış hissediyor. Onların tek istekleri, Türkiye'nin farklı yerlerinde duyarlı insanların olduğunu, bu insanların seslerini çıkardığını görmek" dedi. 6 kişinin gözaltına alındığını hatırlatan Doğan, gözaltıların sürmesi ve tutuklamaların olması kaygısınında yaygın olduğunu belirtti.

'1992'DEN 2012'YE DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK'

Ferhat Tunç, "1992 yılında Newroz'u takip etmek için Şırnak Cizre'deydik. Askerler panzerlerle halkın üstüne yürümeye başladı. Bir kadın ölen çocuğunu kucağına aldı, "Bırakın o benim karnımda da böyle uyuyordu uyandırmayın" dedi. 22 yıl sonra Roboski katliamında bir çocuk, "Babamı istiyorum" diye ağlıyordu. Değişen bir şey yok yani. AKP Kürt halkını cezalandırmaya çalışıyor" dedi. Tunç'un, bir gencin kendisine anlattığı şu olayı anlattı: "Katliamda 3 kişi yaralı kurtuldu. 1 tane de katır sağ kurtulmuştu. Annesi oğlunun atına sarılmış, benim çocuğumu niye getirmedin diye ağıt yaktı" Tunç'un anlatımı salonda duygulu anların yaşanmasına neden oldu.

haber: etha

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.