Header Ads

Erdoğan istedi, Davutoğlu Başbakanlık koltuğunu bıraktı: 'Tercihim değil, zaruret'

hürriyet

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP Genel Başkanlığı ve Başbakanlığa veda kararını, “Emanetçi Başbakan olmadım. Bu tercihim değil, zaruretti” mesajıyla açıkladı. 32 dakika süren konuşmasında zaman zaman duygusallaşan Davutoğlu, 22 Mayıs’ta yapılacak olağanüstü kongrede aday olmayacağını da söyledi. Davutoğlu, dün yaklaşık 40 dakika süren Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın mensuplarının karşısına geçti.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, genel başkanlığa ve başbakanlığa veda kararını, “Emanetçi Başbakan olmadım. Bu tercihim değil, zaruretti” mesajıyla açıkladı. 32 dakika süren konuşmasında zaman zaman duygusallaşan Davutoğlu, 22 Mayıs’ta yapılacak olağanüstü kongrede aday olmayacağını da söyledi. Davutoğlu, dün yaklaşık 40 dakika süren Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından basın mensuplarının karşısına geçti.

‘EMANETÇİ İSTEMEM’ DEMİŞTİ

“7 Haziran’da burada verdiğim sözde biz bu ülkeyi 1 saniye dahi hükümetsiz bırakmayacağız demiştim. Hamdolsun genel başkanlığım dönemimde AK Parti’de tek bir istifa yaşanmamış, tek bir kardeş kavgası görülmemiştir.

Bugünlerde aldığımız kararlar ne olursa olsun son ana kadar vazife başında olan bir hükümetimiz vardır. Hiç kimse ekonominin iç dengeleriyle de oynamaya kalkmasın.

BAŞARISIZLIK-PİŞMANLIK YOK

Olağanüstü kongrede Sayın Cumhurbaşkanımızın da vurguladığı gibi, güçlü cumhurbaşkanı, güçlü başbakan dönemiydi. Ben o gün Sayın Cumhurbaşkanımızın vurguladığı prensibi hayata geçirmeye gayret ettim. O gün sayın Cumhurbaşkanımız ‘emanetçi bir Başbakan istemiyorum’ demişti, doğru bir tavsiyeydi. Ben emaneti üstlendim ama Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı koltuğunun da hakkını vermek için gece gündüz çalıştım. Son tartışmalardan bahisle söylüyorum; herhangi bir il ve ilçe teşkilatı atamasında dahi şahsi bir müdahalem olmamıştır.

Partimiz yeni bir dönemin eşiğindedir. MYK’da arkadaşlarımla istişare ettikten sonra 22 Mayıs 2016 günü partimizin olağanüstü kongresine gitme kararı aldım. Şimdi haklı olarak sizlerin ve vatandaşlarımızın zihninde bir sual vardır. ‘Bütün bu 20 aylık çalışmalara rağmen seçimleri 1 Kasım’da kaybeden muhalefet liderleri genel başkanlık koltuğunu muhafaza ederken, 6 ay önce yüzde 49.5 oy almışken neden olağanüstü kongrede aday olmamayı düşünmüyorsunuz?’ Bu haklı bir sorudur. Bizim dönemimiz bir başarıdır. Benim bu kararı almamda hissettiğim bir başarısızlık duygusu ya da tarafımca atılmış bir adımdan dolayı duyduğum bir pişmanlık duygusu sözkonusu değildir. Yaptığım görevi hakkıyla yaptım.

Akademik hayattan aldığım prensiplerim var. Hiçbir zaman mevki ve makam talep etmedim. Elhamdülillah olağan ve olağanüstü kongrelerde mutabakatla genel başkan seçildim. Mutabakatın olmadığı yerde genel başkanlığa aday olmayı düşünmem. Benim için hayatta en güçlü insan kendisi ile barışık olan insandır. Kalbi ve yüreği ile yüzleştiğinde yüreği ile barışık olan insandır. Haytta inanmadığım hiçbir şeyi savunmadım; inandığım hiçbir yerden de geri adım atmadım. Kimseyle pazarlık yapmadım.

CUMHURBAŞKANIMIZIN ONURU

Eskilerin çok güzel bir sözü vardır, ‘yoldan önce yol arkadaşı.’ Ben yola çıktığım arkadaşlarımın birlikte olduğumuz inancıyla omuz omuza benimle olduğundan emin olmak isterim. Benimle olmadıkları anda da bunu bana söylemelerini arzu ederim. Bu bağlamda son MKYK’da yaşananlar ve önergenin kendisi parti usulleri bakımından benim açımdan çok büyük bir önem arz etmiyor. Onun için ilk imzayı kendim attım. Ama takip edilen yöntemi, refik (arkadaş) olma özelliğiyle bağdaştıramadım, bağdaştıramam. Bu anlamda yaptığım muhasebe, bütün arkadaşlarımla ve Cumhurbaşkanımızla yaptığım istişare neticesinde AK Parti’nin birliğinin, beraberliğinin devamı için refik değişmektense, bir genel başkan değişimin daha doğru olacağı kanaati bende hasıl oldu. Çünkü herhangi bir şekilde MKYK yenilenmesi parti içerisinde gereksiz tartışmalara sebebiyet verecekti.

Önümüzdeki olağanüstü kongrede bu şartlarda adaylığı düşünmüyorum.

Ben Cumhurbaşkanımızla son çeyrek asırda birçok vesilelerle omuz omuza oldum. Bundan hep onur duydum. Ne gelişme olursa olsun ben verdiğim söze sadığım ve Cumhurbaşkanımız ile son nefesime kadar vefa ilişkisini sürdüreceğim. Kimse benim ağzımdan sayın Cumhurbaşkanımız aleyhine tek söz duymadı, duymayacak. Onun onuru benim onurumdur; onun ailesinin onuru benim ailemin onurudur. Buradan kimse yeni fitne kapıları açılmasına niyetlenmemesi gerekir.

BENİM TERCİHİM DEĞİL

Gözeteceğim hukuklardan biri de 1 Kasım’da bize oy veren seçmenlerin hukukudur. Sizin hukukunuzu korumak bağlamında gereken adım neyse, atmaya gayret ettik. Aramızda dört yıllık bir hukuk oluştuğunu düşünüyorduk. Ama bunun daha kısa sürmesi emin olunuz benim tercihim değildir, ortaya çıkan bir zaruretin neticesidir. Tertemiz oylarınız dolayısıyla hem teşekkür ediyorum hem haklarınızı helal etmenizi rica ediyorum. Kimseye sitem, öfke, kırgınlık taşımıyorum. Kim ne yapmış olursa olsun herkese bu anlamda hakkımı helal ediyorum. Konyalıların da kimseye sitem duymamasını istirham ediyorum.

Olağanüstü kongrede aday olmayacağım, ama AK Parti’nin neferi olarak siyaset ve demokrasi mücadelesini son ana kadar sürdüreceğim. Aramızdaki ilişki nezih bir dostluk ilişkisidir bu böyle kalacak. Bu süreçte kimsenin partide ayrışmaya izin vermemesini talep ediyorum.”


BOSNA HERSEK’E GİDİYOR

Davutoğlu’nun programı kapsamında bugün Konya’ya gideceği ve cuma namazını bu şehirde kılacağı belirtildi. Davutoğlu, önceki gün iptal ettiği Bosna Hersek gezisine gitmeye karar verdi. Başbakanlık kaynakları, MYK toplantısının ardından ziyaretin yarın yapılacağını duyurdu.



Davutoğlu şimdi ne yapacak
Davutoğlu şimdi ne yapacak
HER ŞEY HUZURUNUZDA YAŞANDI

Başbakanlığı sürecinde 7 Haziran-1 Kasım seçimleri arasındaki dönemin en kritik dönem olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Gururla huzurunuzda ifade ediyorum ki benim AK Parti genel başkanlığım döneminde bu partiden tek bir istifa yaşanmamış, tek bir kardeş ihtilafı görülmemiş ve partimizin omurgasından da yapısından da hiçbir şey eksilmemiştir. Bu önemli bir meydan okumaydı. Geçmiş tecrübeleri bilenler bugün bu noktada elde ettiğimiz başarıyı da herhalde görürler. İkinci dönemimiz en kritik dönemdi. Sadece başında bulunduğum hükümetler itibariyle değil, sadece AK Parti itibariyle değil; Türk demokrasi tarihinin en kritik dönemiydi 7 Haziran-1 Kasım 2015 arası. En kritik dönemdi çünkü 13 yıllık istikrarlı bir dönem sonrasında puslu havayı seven bütün çakallar ortaya çıkmıştı. 7 Haziran akşamı partimizde acaba ne olacak kaygısı, vardı. 7 Haziran ile birlikte iç muhasebemizi yaptık. Başımızı dik tuttuk. Hamdolsun huzurunuzdayım. Her şey sizin huzurunuzda yaşandı. 7 Haziran-1 Kasım arası kaos, kriz, hükümetsizlik bekleyenler çelikleşmiş bir iradeyi karşılarında buldular. Hiçbir kararı almakta 1 saniye bir tereddüt etmedik. Zor bir dönemdi" açıklamasında bulundu.

Davutoğlu konuşurken gözyaşlarını tutamadılar
Davutoğlu konuşurken gözyaşlarını tutamadılar
"TERÖRLE MÜCADELEDE NETİCE ALININCAYA KADAR..."

Doğu ve güneydoğuda yürütülen terörle mücadele operasyonlarına değinen Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Terörle mücadele bağlamında 1 Kasım’dan sonra 2 Kasım günü başkanlık yaptığım zirvede aldığımız kararlarla Türkiye’nin bütün kritik ilçelerinde kapsamlı operasyonlar başladı. Aralıktan itibaren birçok ilçede ve bugün tekrar vurgulayarak ifade ediyorum. Hamdolsun bu operasyonlar büyük bir başarıyla yürütüldü, yürütülüyor. Bu terörle mücadelede netice alınıncaya kadar inşallah nihayete erdirilecek"

"EKONOMİYİ SIKINTIYA SOKACAK SPEKÜLASYONLAR YAPILMASIN

AK Parti’de yaşanan gelişmeler üzerinden ekonomiyi sıkıntıya sokacak spekülasyonlar yapılmaması gerektiğini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu: "Ekonomimizde bahar dönemi yaşıyoruz. Özellikle dün akşamdan itibaren ve bugün aldığımız karar çerçevesinde de kimsenin ekonomimizin verileriyle oynayacak spekülasyonlara gitmemesi uyarısında bulunuyorum. Bugünlerde aldığımız kararlar ne olursa olsun son ana kadar vazife başında olan bir hükümetimiz vardır ve hiç kimse ekonominin iç dengeleriyle oynamaya kalkmasın. Kurdaki sağlıklı düşüş devam etmelidir. Hiç kimse şüphe de etmesin. Önümüzdeki 4 yılı tamamlayacak güçlü AK Parti hükümeti devam edecektir"



"CUMHURBAŞKANI’MIZ ’EMANETÇİ BİR BAŞBAKAN İSTEMİYORUM’ DEMİŞTİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ’Emanetçi başbakan istemiyorum’ sözüne atıfta bulunan Davutoğlu, "Bütün bunları yaparken temel saikim Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak taşıdığım ağır sorumluluğun hakkını vermekti. Olağanüstü kongrede Sayın Cumhurbaşkanı’mızın da vurguladığı gibi bu dönem güçlü cumhurbaşkanı, güçlü başbakan dönemiydi. Ben o gün Sayın Cumhurbaşkanı’mızın vurguladığı prensibi hayata geçirmeye gayret ettim. O gün Sayın Cumhurbaşkanı’mız ’Emanetçi bir başbakan istemiyorum’ demişti. Doğru bir tavırdı. Ben emaneti üstlendim ama Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık koltuğunun da hakkını vermek için gece gündüz çalıştım" diye konuştu.



"İL VE İLÇE TEŞKİLATI ATAMASINDA MÜDAHALEM OLMAMIŞTIR"

MKYK’da yetki devri tartışmalarına ilişkin konuşan Davutoğlu, "Son tartışmalarına bahisle de söylüyorum. Hiçbir yerde herhangi bir il ve ilçe teşkilatı atamasında dahi şahsi bir müdahalem olmamıştır. Teşkilat başkanımızın kullandığı yetkiler kurullarımızın 12 yıllık işleyişinde nasıl olmuşsa öyle olmuştur. Partiler gelenekleriyle yaşar. Ben partimizin geleneklerinin yaşatılmasını asli unsur olarak gördüm ve buna hep sadık kaldım" ifadelerini kullandı.

KONGREYE GİTME KARARI ALDIM

Olağanüstü kongre kararını açıklayan Başbakan Davutoğlu, 22 Mayıs Pazar günü kongre yapılacağını duyurarak, "Partimiz yeni bir dönemin eşiğindedir. Son MKYK toplantısında yaşanan gelişmeler çerçevesinde yaptığımız istişarelerle ve son olarak da bugün MYK’da arkadaşlarımla istişare ettikten sonra 22 Mayıs 2016 günü tüzük gereğince partimizin olağanüstü kongresine gitme kararı aldım. AK Parti Genel Başkanı olarak 22 Mayıs 2016 gününde inşallah olağanüstü kongremizi yapacağımızı buradan ilan ediyorum" dedi.

PEKİ NEDEN BÖYLE BİR KARAR ALDIM?

Olağanüstü kongrede aday olmayacağını bildiren Davutoğlu, Başbakan Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Benim bu kararı almamda herhangi bir şekilde hissettiğim bir başarısızlık duygusu ya da tarafımca atılmış bir adımdan duyulmuş pişmanlık söz konusu değildir. Yaptığım görevi hakkıyla ve onurumla yaptım. Peki neden böyle bir karar aldım? Benim akademik hayattan bugüne hiç terk etmediğim prensiplerim var.

LOBİ YAPMADIM, TALEPTE BULUNMADIM

Hiçbir zaman mevki ve makam talep etmedim. Başbakan başdanışmanlığı, dışişleri bakanlığı ve başbakanlık görevleri onurlu, büyük görevlerdi. Bunların hiçbirini ben talep etmedim. Hiçbirisi için bir an dahi lobi yapmak ya da bir şekilde talepte bulunmak niyetinde bulunmadım. Bugün de böyle bir talebim olmadı. Her iki kongrede mutabakatla genel başkan seçildim. Mutabakatın olmadığı yerde de genel başkanlığa aday olmayı düşünmem

'YOLDAN ÖNCE YOL ARKADAŞLIĞI...'

’Yoldan önce yol arkadaşı’ vurgusu yapan Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu: "Ben yola çıktığım arkadaşlarımın birlikte olduğumuz inancıyla omuz omuza benimle olduğundan emin olmak isterim. Benimle olmadıkları anda da bunu bana söylemelerini arzu ederim. Bu bağlamda son MKYK’da yaşananlar ve önergenin kendisi parti usulleri bakımından benim açımdan çok büyük bir önem arz etmiyor. Onun için ilk imzayı kendim attım.

TAKİP EDİLEN YÖNTEMİ BAĞDAŞTIRAMADIM

Ama takip edilen yöntemi refik olma özelliğiyle bağdaştıramadım. Eğer refik önemliyse ve hedef önemliyse hepimizin bir muhasebe yapması gerekiyordu. Bu anlamda yaptığım muhasebe bütün arkadaşlarımla yaptığım istişareler ve Cumhurbaşkanı’mızla yaptığım istişare neticesinde AK Parti’nin birliğinin, beraberliğinin devamı için refik değişmesindense bir genel başkan değişimin daha doğru olacağı kanaati bende hasıl oldu. Çünkü herhangi bir şekilde MKYK yenilenmesi parti içerisinde gereksiz tartışmalara sebebiyet verecekti.

BU ŞARTLAR ALTINDA ADAYLIĞI DÜŞÜNMÜYORUM

Bu bağlamda önümüzdeki olağanüstü kongrede bu şartlar altında aday olmayı düşünmüyorum. Partimiz kongreyi birlik ve beraberlik içinde yapmalı. Hiçbir şekilde tartışma konusu yapılmamalı. Çünkü AK Parti’nin kaderi Türkiye’nin kaderidir"

"CUMHURBAŞKANI’MIZLA SON NEFESİME KADAR..."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile aralarında olan insani kardeşlik hukukunu her zaman gözettiğini ve bundan sonra da gözeteceğini vurgulayan Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la vefa ilişkisini son nefesine kadar sürdüreceğini belirterek, "Her zaman gözettiğim ve bundan sonra da gözeteceğim 5 hukuk vardır. Birincisi Cumhurbaşkanımız ile aramızda olan insani kardeşlik hukukudur. Bu bağlamda hiçbir spekülasyonun, yorumun yapılmasını doğru görmem. Ben Cumhurbaşkanımız’la son çeyrek asırda birçok vesilelerle omuz omuza oldum. Bundan büyük bir gurur, onur duydum ve hep bu dostluğu her şeyden öne aldım. Ne gelişme olursa olsun ben verdiğim söze sadığım. Cumhurbaşkanı’mızla son nefesime kadar vefa ilişkisini sürdüreceğim. Hiç kimse benim ağzımdan, benim dilimden, benim zihnimden Cumhurbaşkanı’mız aleyhine tek bir söz duymadı, duymayacak. Bunun açık ve net bilinmesini isterim, bunun istismar konusu edilmesine de izin vermem. Hem Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı olarak, hem benim dava arkadaşım olarak onun onuru benim onurumdur, onun ailesinin onuru benim ailemin onurudur, onun ailesi benim ailemdir. Burada kimsenin bundan sonra yeni fitne kapıları açmaya niyetlenmemesi icap eder" diye konuştu.

"DÜN DE BUGÜN DE ARAMIZDAKİ İLİŞKİ NEZİH BİR DOSTLUK İLİŞKİSİDİR"

Başbakan Davutoğlu, "Türkiye’ye bu tehditler söz konusuyken, içeriden ve dışarıdan birçok hain şebeke faaliyet içindeyken şunu ifade etmek isterim. Bu şartlarda olağanüstü kongrede aday olmayacağım ama AK Parti’nin milletvekili ve neferi olarak yürütmekte olduğum siyaset ve demokrasi mücadelesini son ana kadar sürdüreceğim. Dün de bugün de aramızdaki ilişki nezih bir dostluk ilişkisidir. Böyle kalacak" ifadelerini kullandı.

"KİM NE YAPMIŞ OLURSA OLSUN HERKESE HAKKIMI HELAL EDİYORUM"

Kimseye kırgınlık ve öfke duymadığını vurgulayan Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biliniz ki Hazreti Mevlana’nın torunu olarak, sevgi dışında yüreğimde hiçbir şey yok. Kimseye sitem, öfke, kırgınlık taşımıyorum. Kim ne yapmış olursa olsun, herkese bu anlamda hakkımı helal ediyorum ve Konyalıların da kimseye sitem duymamasını istirham ediyorum. Allah’tan üstün olan yoktur. Şimdi de Allah’a tevekkül eder yolumuza devam ederiz. Bütün seçmenlerimizin ve özellikle de Konyalı seçmenlerimizin partimizin birliği ve beraberliği içinde eskisinden daha fazla çalışmalarını rica ediyorum"

Hiç yorum yok

Blogger tarafından desteklenmektedir.